Kris Allen Live Like We’re Dying Şarkı Sözleri Türkçe Çevirisi (Lyrics)
Sometimes we fall down, can’t get back up
Bazen başarısızlığa uğruyoruz, destek alamıyoruz
We’re hiding behind skin that’s too tough
Yüzümüzü gizliyoruz bu çok zor
How come we don’t say I love you enough?
Nasıl olur da yeteri kadar seni seviyorum diyemeyiz?
Till it’s too late, it’s not too late
Çok geç olana kadar, çok geç değil
Our hearts are hungry for a food that won’t come
Kalplerimiz gelmeyecek bir yiyecek için acıkmış
And we could make a feast from these crumbs
Ve bu kırıntılardan bir ziyafet yapabiliriz
And we’re all staring down the barrel of a gun
Ve hepimiz çok tehlikeli bir durumdayız
So if your life flashed before you, what would you wish you would’ve done?
Yaşamın gözünün önünden akıp gittiğinde, neyi keşke yapsaydım diyorsun?
Yeah, we gotta start looking at the hands of the time we’ve been given
Evet, elimizdeki zamanın kıymetini bilmeye başlamalıyız
If this is all we got, then we gotta start thinking
Eğer sahip olduklarımızın hepsi bu ise, o halde düşünmeye başlamalıyız
If every second counts on a clock that’s ticking
Eğer saat her saniyeyi tik tak sayıyorsa
Gotta live like we’re dying
Her an ölecek gibi yaşamalıyız
We only got 86 400 seconds in a day to
Bir gün içinde sadece 86,400 saniyemiz var
Turn it all around or to throw it all away
Her şeyi geriye döndürmek ya da boşvermek için
We gotta tell ’em that we love ’em while we got the chance to say
Söylemek için fırsatımız varken onlara sevdiğimizi söylemeliyiz
Gotta live like we’re dying
Her an ölecek gibi yaşamalıyız
And if your plane fell out of the skies
Ve eğer uçağın göklerden düşerse
Who would you call with your last goodbye?
Vedalaşmak için son arayacağın kişi kim olurdu?
Should be so careful who we left out of our lives
Yaşamlarımızda doğru insanı seçme konusunda çok dikkatli olmalıyız
And when we long for absolution, there will be no one on the line
Yoksa zor durumda kaldığımızda arayacak kimsemiz olmayacak
Yeah, we gotta start looking at the hands of the time we’ve been given
Evet, elimizdeki zamanın kıymetini bilmeye başlamalıyız
If this is all we got, then we gotta start thinking
Eğer sahip olduklarımızın hepsi bu ise, o halde düşünmeye başlamalıyız
If every second counts on a clock that’s ticking
Eğer saat her saniyeyi tik tak sayıyorsa
Gotta live like we’re dying
Her an ölecek gibi yaşamalıyız
We only got 86 400 seconds in a day to
Bir gün içinde sadece 86,400 saniyemiz var
Turn it all around or to throw it all away
Her şeyi geriye döndürmek ya da boşvermek için
We gotta tell ’em that we love ’em while we got the chance to say
Söylemek için fırsatımız varken onlara sevdiğimizi söylemeliyiz
Gotta live like we’re dying, like we’re dying, like we’re dying
Her an ölecek gibi yaşamalıyız, ölüyor gibi, ölüyor gibi
Like we’re dying, like we’re dying
Ölüyor gibi, ölüyormuşuz gibi
We only got 86 400 seconds in a day to
Bir gün içinde sadece 86,400 saniyemiz var
Turn it all around or to throw it all away
Her şeyi geriye döndürmek ya da boşvermek için
We gotta tell ’em that we love ’em while we got the chance to say
Söylemek için fırsatımız varken onlara sevdiğimizi söylemeliyiz
Gotta live like we’re dying
Her an ölecek gibi yaşamalıyız
You never know a good thing ’til it’s gone
İyi bir şeyi kaybedene kadar asla değerini anlayamazsın
You never see a crash ’til it’s head on
Bir çarpışmayı asla kafa kafaya çarpışana kadar anlayamazsın
Why do we think we’re right when we’re dead wrong?
Tamamen yanlış olduğumuzda, neden doğru olduğumuzu düşünürüz?
You never know a good thing ’til it’s gone
İyi bir şeyi kaybedene kadar asla değerini anlayamazsın
Yeah, we gotta start looking at the hands of the time we’ve been given
Evet, elimizdeki zamanın kıymetini bilmeye başlamalıyız
If this is all we got, then we gotta start thinking
Eğer sahip olduklarımızın hepsi bu ise, o halde düşünmeye başlamalıyız
If every second counts on a clock that’s ticking
Eğer saat her saniyeyi tik tak sayıyorsa
Gotta live like we’re dying
Her an ölecek gibi yaşamalıyız
We only got 86 400 seconds in a day to
Bir gün içinde sadece 86,400 saniyemiz var
Turn it all around or to throw it all away
Her şeyi geriye döndürmek ya da boşvermek için
We gotta tell ’em that we love ’em while we got the chance to say
Söylemek için fırsatımız varken onlara sevdiğimizi söylemeliyiz
Gotta live like we’re dying, like we’re dying, like we’re dying
Her an ölecek gibi yaşamalıyız, ölüyor gibi, ölüyor gibi
Like we’re dying, like we’re dying
Ölüyor gibi, ölüyormuşuz gibi
We only got 86 400 seconds in a day to
Bir gün içinde sadece 86,400 saniyemiz var
Turn it all around or to throw it all away
Her şeyi geriye döndürmek ya da boşvermek için
We gotta tell ’em that we love ’em while we got the chance to say
Söylemek için fırsatımız varken onlara sevdiğimizi söylemeliyiz
Gotta live like we’re dying
Her an ölecek gibi yaşamalıyız
Yasal Uyarı: Yayınlanan bu şarkı çevirisi DenizTopu.com sitesine aittir. Kaynak gösterilse dahi şarkı çevirisinin tamamı başka sitelerde kullanılamaz, yayınlanamaz. Ancak şarkı çevirisi bir bölümü alıntı yapılarak ve bu sayfaya aktif link verilerek kullanılabilir.
çok anlamlı bir şarkı gotta live like we are dying 😉